featured

DAVA ADAMI OLMAK-ROMAN DAVASI

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Dava” var olan bir düşüncenin korunması ve sahiplenme olgusudur. “Dava” kelimesini daha çok siyasal anlamda kullanıldığını görebilmekteyiz. Hani “dava adamı olmak” gibi. Dava bir düşüncenin korunması olarak baktığımızda davanın kimi hizmet ettiği de çok önemlidir. Siyaset bakışında siyasal düşünceye mi, toplumsal düşünceye mi? Karmaşıklık burada başlamıştır. Türkiye’de “dava” denen kavramı uygulamada yaşama geçirmek, bizzat bunun için mücadele etmek, amaç haline getirmek çok
önemlidir. Yani toplumun gerçeklerini cesaretle savunmak, dik durmak…..

Türkiye’de son dönemlerde “dava adamı” kavramına şahit olmaktayız. Siyasette iki tip dava adamı
görülür; Birinin egemenliği altında dava adamı olmak, ikincisi toplumun temsilcisi olarak dava adamı
olmak. Burada hâkim olan düşünce; birinin egemenliğini korumak, savunmak, sahiplenmedir. Bunun
çıkan sonuçlarından menfaate dönüşen ortamlara bulaşmak. Günümüzde özellikle siyasette çok
karşılaştığımız bir davranış şekline dönüşür dava adamı olmak. Siyasette dava adamı toplumun
çıkarlarını gözeten, devlet mekanizmasının hukuki temelleri üzerine oturtulmuş demokrasi, temel
haklar ve özgürlükler kavramlarını savunanlar dava adamıdır. Bir de siyasette ahlak kavramı vardır.
Kanunsuz iş yapmamak, toplumun çıkarlarını korumak ve kollamaktır. En önemlisi kul hakkı
yememektir.
Toplumun genel kanaati; siyasette dava adamı olmaz, çıkar davası, menfaat davası olur. Dava adamı
kavramı meselesi beni yine bizim Çingene/Roman dernekleri arasında duyduğum kelimeyi aklıma
getirdi.
 ROMAN DAVASI
Ülkemizde hızla değişen siyasal iklim koşullarında “Roman davası” seslendirilmesi ile bir hayli gezinen
arkadaş/kardeşlerimi görmekteyim. Hepsi kendilerine bir rol biçme peşinde, hayırlı olsun. Arzular
şelale olsun, vekilliğiniz hayırlı olsun.
Siyasal tarihimize son günlerde iki parti girdi. Birisi Romanların partisi Güzel Parti (ŞUKAR PARTİ) ikincisi Abdal-Teberlerin kurduğu Doğuş Partisi Demek ki Roman açılımından umduklarını bulamamışlar, kurdukları Roman dernek başkanlıkları işlerine yaramamış vitesi yükseltmişler. Milletvekili olma kapılarını zorluyorlar, arzular şelale olsun, milletvekilliğiniz hayırlı olsun.

Egemen güçlerin her zaman istedikleri böl parçala anlayışına girdikleri anlaşılmaktadır. kavrayamadıkları bir konu; yoksulluğun sarmalında bulunan toplumları etkilemek yoksulluğun aşılması
ile mümkündür. Düzensiz bir örgütlenme ağaçtan koparılmış olgunlaşmayan meyveye benzer, yenilmesi halinde mideye zarar verir. Bazı Roman dernek başkanlarının en büyük hastalığı milletvekili olmaktır. Aslında hepimiz biliyoruz, yapılan işlerin Roman toplumunun hayrına değil, kendi çıkarlarınadır. İnanmayan varsa meydanlarda güven yoklaması yapsınlar. Ancak insanlarımızı yoklaması ağır olacağı da kesindir. Dava denen kavram toplum için olmalıdır. Hukuki zeminde demokrasi temel haklar ve özgürlükler için olmalıdır. Yoksulluğun çaresizliğinde gezinen insanlar için olmalıdır. Birileri zenginlik içinde yüzerken, garibanlar yoksulluğun girdabında olmamalıdır. Roman mahalleleri yoksulluktan, çaresizlikten dökülüyor. Hepimiz biliyoruz. Dava denen mesele yoksula değmez bile. Birilerinin egemenliğini korumaktır. Merhum Necmettin Erbakan’ın bir sözü vardır. “Kadayıfın altının kızarmasını bekleyeceğiz” demişti. Siyasetçi Roman dernek başkanları kardeşlerim olgunlaşmamış meyveyi ağaçtan koparmış yemeğe çalışıyorlar. Var olan bir gerçeği kabullensinler. Olgunlaşmamış meyve mideyi rahatsız eder, sonradan üzülmesinler, canlı yayınlara sarılmasınlar.”

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
DAVA ADAMI OLMAK-ROMAN DAVASI

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Edirne Gerçek Gazetesi - Edirne'nin Gerçek Sesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin