featured

LEVA’NIN GÜZELLİĞİ

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türk liramız son yıllarda ciddi yönden diğer para birimleri karşısında güçsüz kaldı. Sınır komşumuz Bulgaristan 2007 yılında Avrupa Birliği’ne üye olmasından sonra para birimi Leva zaman içinde değer kazanmaya başladı. Bulgaristan AB’ye girmeden önce para değeri Leva bir liranın çok altında kuruşlar değerindeydi. Kapıkule, Hamzabeyli gümrük sınır kapıları yetmezmiş gibi, Edirne ana cadde üzerlerinde metal leva’lar yerlerde sürünüyordu. Elini süren yok! Bakanın da gözünde değeri yoktu. Bulgaristan Avrupa Birliği’ne üye olmasının ardından ekonomik büyümesini hızlandırmak için yabancı sermayeyi ülkesine çekmek için yatırımcılara vergi kolaylığı yanında üretim yapabilecek arazileri de ücretsiz olarak vermeye başladı. Edirne’de bulunan küçük ölçekli sanayiciler, bazı büyük esnaflar yatırımlarını Bulgaristan’a kaydırdı. Ekonomik olarak epey güçlü bir konuma geldiler 2007 yılında bir Leva bir Türk lirası bile etmiyordu. Leva şimdilerde on liraya doğru yol alıyor. Leva’nın Türk Lirası karşısındaki değer gücünün zayıflığı, Leva’nın değer kazanması Bulgaristan vatandaşlarını ilimizde ucuz buldukları ürünleri almaya yönelttiğini görmekteyiz. Bu konu sıkça ulusal medyaya konu olmaktadır. Leva’nın Türk lirası karsında güçsüz olduğu dönemlerde sınır komşu özelliğini de kullanan başta Edirneliler olmak üzere yakın illerden Bulgaristan’ı sıkça ziyaret etmeye başlamışlardı. Bulgaristan Kapıkule, Hamzabeyli gümrük sınır kapılarını kullanarak başta akaryakıt, sigara, alkol, şeker, muz, et gibi ucuz ürünler almaya başladılar. Hatta kaçak benzin, mazot, sigara olayları bile yaşanıyordu. Örneğin; Türkiye’de benzin üç lirayken Bulgaristan’dan bir liraya benzin getirtiliyordu. Kısa zamanda gelişen bu küçük sınır ticareti yemek ve konaklama ücretlerinin ucuzluğu, Bulgar gece sosyal yaşamın cazibesi, ülkede yasal olarak bulunan şans/bahis mekânlarının varlığı Edirne’de çok kişinin rotasını Bulgaristan yakın kentlerine yöneltti. Türk Lirasının Leva para birimi karşısındaki üstünlüğü Edirne’de yemek yenilen mekânların adresini Bulgaristan almıştı. Bulgaristan’ın gece sosyal yaşamın cazibesine kapılan Türk vatandaşlarından zevk-i âlemcilerin bazıları Bulgar kadınların erotizm kokan görüntüsüne yenik düşenler oldu. Şans/bahis mekânları uğrak yerleri oldu. Zevk-i âlemciler Bulgar kadınların çekiciliği, şans/bahis oynama alışkanlığı ile bütünleşince zamanla tüm ticari varlıklarını sonuçlandıranlar olmuştur. Bazıları da zararın neresinden dönersem kârdır misali elindeki sermayeyi tamamen kaptırmadan iflah olmayan davranışlarından iflasın eşiğinden dönmüştür. Edirne’den Bulgaristan’a açılan Kapıkule, Hamzabeyli sınır gümrük kapıları günü birlik seyahate sıkça ev sahipliği etti. Türk vatandaşları Bulgaristan’ı ekonomik anlamda katkısı olmuştur. Hayat ucuz, zevkte ucuzdu. Zevk-i âlemcilerden “yaşadıklarım Helga’ya feda olsun” diyenlerin içlerinde ekonomik yaşamlarına, aile birliğine veda edenler oldu. İflasın soğuk yüzü ile tanışanlar oldu. Bir anda sefaletin içine düşenler oldu. Şans/bahis mekânlarında gezinenler, Bulgar kadınların cazibesine kapılanlar, parasını kaptıranlar yolunmuş tavuk gibi Kapıkule, Hamzabeyli sınır kapılarından tekrar ülkeye giriş yaptılar. Kimi banka kredisini tüketti, kimi ekonomisi bitirdi. Bulgar kadınların erotizm kokan görüntüleri, Türk aile yapısının kökleri ile oynadı. Yemek bahane Bulgar kadınlar şahaneydi. Bulgaristan’da yemek yeme alışkanlığına kamu çalışanları da katıldı. Neden olmasın ki, fiyatlar ucuzdu. Günü birlik gitmeler yeşil pasaporta sahip olan kamu görevlileri için daha avantajlıydı. Vize sorunu yoktu. Giriş pasaport ücreti 15 lira sudan ucuzdu. Edirne’den Bulgaristan’a sıkça gidenler arasında bazı üst dereceli kamu görevlisi olarak çalışanlarda vardı. Zevk-i âlemin bedelini ağır ödeyenler oldu. Hatta kuyruklarını zor kurtaranlar oldu. Ankara, Bulgaristan’a gidenlerin kimler olduğunu biliyor, ama nasıl bir tatil veya gezinti olduğunu anlamak için çaktırmadan gözetiyordu. Büyük bir çoğunluğu zevk-i âlem için gidiyordu.

Bulgar kadınların erotizmi ile tanışmak
Bahis/şans oyunları yani kumar oymamak

Eski Edirne Valisi Dursun Ali Şahin ile bir gün makamında görüşürken içeriye il merkezinde bulunan bir kurumun müdürü hafta sonu Bulgaristan’a gitmek için izin istiyordu. Vali kamu görevlisine sevimsiz bir şekilde bakarak “nedir bu Bulgaristan’a gitme merakınız, Hayır izin vermiyorum, evinizde oturun kardeşim!” demişti.
Bir ülkenin ekonomisi para değerinin ölçüsü ile karşılık bulur. Leva Türk lirası karşısında epey değerlendi. Bulgar vatandaşları akın akın her gün Edirne alışveriş yerlerinde herkesin ellerinde farlı türden poşetlerle dolu. Leva’ yı veren malı sırtlayıp götürüyor. Çarşıda bulunan lokanta, büfelerde Bulgar vatandaşı kaynıyor, dükkânların bazılarında Bulgar müzikleri ortalığa yayılıyor. Maksat Bulgaristan’ı aratmamak. İçlerinde bizim akraba Romanlarda var. Keyifleri yerinde yolda şaka bile yapıyorlar. Elleri poşetlerle dolu.
Türklere deva olmayan Türk Lirası Bulgar vatandaşlara deva oluyor. Kendi para birimimiz Türk Lirası, Leva karşısında güçsüz, bizler şaşkınız. Market sepetleri sıra halinde. Bizlerin fiyatlara bakmakla geçen dakikalar, çoktan Bulgar vatandaşların aldıkları ürünler otomobillerinin içinde yerini alıyor. Çarşı esnafının yüzünü güldüren alışverişler bizim yüzümüzü güldürmüyor. Alışveriş yönünden azınlık durumuna düşmüş durumdayız. Ekonomik anlamda Bulgaristan’da azınlık olarak bulunan Romanlardan farkımız kalmadı.
Gün geldi devran döndü, Lleva Bulgar vatandaşlara deva oldu.
Türk lirasının değeri düştü. Ekonomi bir gün düzelir, ama dağılan aile bütünlüğünün toplanması bir hayli zordur. Manevi aşınma ekonomik aşınmaya benzemez. Alınacak ekonomik tedbirler sayesinde ülkenin sosyal kalkınması düzene girer. Yaşanılan davranışlardan ders çıkarmak lazım. Dün bizdik, bugün Bulgar vatandaşları Edirne’yi kapladı. Parayı zevk-i âleme değil, ekonomiye kazandırmak gerekir. Bulgar vatandaşlara deva olan Türk lirası, bizlere ne zaman deva olur bilinmez. Edirne’ye gelen Bulgar vatandaşlar açık tüm restoranları adeta kuşattı. Bizler de kokusunu gizliden midemize indiriyoruz. Kötü olan tarafı da bu. Ekonomik eşitsizlik. Bardağın birde dolu tarafına bakalım, moral bulalım(?) Leva yükseliyor bizler ekonomik anlamda küçülüyoruz. Öyle zevk-i âlemcilerimiz vardı ki; yıllar önce ‘bas bas paraları Leyla’ya’ diyenler Bulgaristan’da “ Helga aşkına, maria aşkına!” diyenlerin yolu kısıldı. Bulgar vatandaşların açık restoranlarda yedikleri ciğer, köftelerin midemizde olmaması meseleye bakışı bir hayli değiştirmektedir. Bulgar’ın midesi dolu bizimki boş!

Turan ŞALLI

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
LEVA’NIN GÜZELLİĞİ

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Edirne Gerçek Gazetesi - Edirne'nin Gerçek Sesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin