Türkiye’de Roman sivil toplum örgütleri içinde sosyal medya platformlarında “Roman Kimliği” üzerine atıfta bulunarak söylem dili Roman milliyetçiliğine kaymaktadır. Etnik kimlik vurgusu, kültürel anlamda kullanılması alt kimlik olarak görülebilir. Etnik kimlik vurgusunun hangi koşullar altında kullanıldığı da çok önemlidir. Roman milliyetçiliği bu topraklarda Roman vatandaşlarımızın işine yaramayacağının bilinmesi gerekir. Kimlik vurgusu, siyasal ideolojiye dönüşmemelidir. Birlikte yaşama kültürünü zedeleyici yaklaşımlardan uzak durulmalıdır. Demokrasinin olanakları kullanılırken bireyselleşmemeli, kimlik ticaretine dönüşmemelidir. Her bireylerin kimliği bulunmaktadır. Toplumsal kimlik, kültürel kimlik, siyasal kimlik öne çıkan tanımlamalardır. Osmanlı devlet yönetimi altında yaşayan Çingene gruplar hakkında Osmanlı tarafından hiçbir bilimsel çalışmalar gerçekleştirilmemiştir.
Osmanlı devlet yönetimi, Çingeneleri etnik kimlik statüsünde görmesine rağmen Avrupa topraklarındaki gibi toplumsal dışlayıcı yaklaşım içinde bulunmamıştır. Osmanlı kendi topraklarında yaşayan Çingeneleri dini inanç olarak “Kıptî-i Müslüm” olarak sayıyordu, Yani “Müslüman Çingeneler” idi. Dünya coğrafyasına dağılmak zorunda kalan veya bırakılan bu geniş insan topluluğu kültürel farklarından dolayı tabiri caizse başına gelmeyen kötülük kalmamıştır. Bulundukları topraklarda toplumsal nefrete, devlet otoritelerinin katı ve sert uygulamalarına yakıcı ve yıkıcı etkileri altında yok edildiler. Bulundukları topraklarda dikkat çeken kültürel davranışsal özellikler kim olduklarının araştırılmasına neden olmuştur. Avrupa topraklarında bazı Çingene grupları kendilerinin Mısır’dan gelen hacılar olarak tanıtması ile eski Mısır’dan gelen insan topluluğu olduğuna yönelik görüşler ortaya çıkmıştır.
18.Yüzyıllarda Çingeneler hakkında yapılan dilbilimsel çalışmalar neticesinde kökenlerinin Hindistan olduğu kanaatine varılmıştır. Özetle; ata topraklarımız Hindistan’mış. Bu bağlamda; Türkiye’de Avrupa fon kaynaklarından beslenmek için kimlik araştırmasına girenlerin varlığı bilinmektedir. Çingene gruplardan olan Dom’lar, Lom’lar, Abdal’lar Avrupa Birliği’nin isteği üzerine dezavantajlı gruplar statüsünde görülmektedir. Bu sosyal gruplar, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal adaletsizliği altında ezilen kesimlerdir.
Türkiye’de kimlik arayanlar tarihsel adıyla ya “Çingene”, ya da “Roman” olurlar. Sosyal statüsü ekonomisi ile güçlendiğinde kimliği sona erer. Bu tür kişiler Türkiye’de kimlik ticareti yapmaktadır. Roman, Dom, Lom, Abdal kimliği zaman zaman pazarlama aracı olarak kullanılmaktadır. Bu Roman hak savunusundan çıkmış insan ticaretine dönüşmüştür. Dernek yönetimi olarak bu tür çalışmaların ortadan kaldırılmasına yönelik çabalarımızı farklı platformlara taşıma niyetindeyiz. Sorun insan yaklaşımı, hak temelli çabalar içinde gerçekçi çözüm yolları üretilerek projelerin kullanılmasına ihtiyaç vardır. 8 Nisan Dünya Romanlar Günü’nde bu tür proje çalışmaları hakkında hazırlayacağım rapor basınla paylaşılacaktır. Çingene/Roman hak savunucu AB fon kaynakları üzerinden sürekli kazanç kapısından çıkarılması gerekir. Avrupa Birliği projelerinde kimlik arayanlara iki seçenek var. Biri Hindistan, biri Mısır’dır. İlgilenen arkadaşlara duyurulur. Buralara taşınabilirsiniz.
Turan ŞALLI
TÜRKİYE’DE KİMLİK ARAYANLAR
0
Mutlu
0
Üzgün
0
Sinirli
0
Şaşırmış
0
Virüslü
Yorumlar kapalı.