Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Edirne İl Temsilcisi Nedim Zobar, memur maaşlarıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Biz ocak ayında da eğitim çalışanları olarak tüm memurların yüzde 100 oranında zam almasını gerektiğini söylemiştik ama maalesef yetkili sendikanın bu satış sözleşmesi yüzünden şu an hiç kimse hak ettiği ücretleri alamıyor. Şu an gelinen yaşam koşullarında bu paraların insanlara yetmesi mümkün değil” dedi.
İşçilere de lütufmuş gibi sunulan paralar aslında net olarak yoksulluk sınırı olduğunu söyleyen Zobar açıklamasının devamında şunları kaydetti:Kamu çalışanlarının maaşlarının yeterli olması mümkün değil çünkü enflasyon tabiri yerindeyse başını almış gitmiş durumda. Biz ocak ayında da eğitim çalışanları olarak tüm memurların yüzde 100 oranında zam almasını gerektiğini söylemiştik ama maalesef yetkili sendikanın bu satış sözleşmesi yüzünden şu an hiç kimse hak ettiği ücretleri alamıyor. Şu an gelinen yaşam koşullarında bu paraların insanlara yetmesi mümkün değil. İşçilere de lütufmuş gibi sunulan paralar aslında net olarak yoksulluk sınırı. Birleşik Kamu-İş’in yapmış olduğu araştırmalarda yoksulluk sınırında bir artış olmuş oldu. Şöyle bir gerçek de var. Bugün devlet memurları 11-12 bin TL gibi ücretlerle çalışıyorlar. Bunlara öğretmenler de dahil. Şu an kamuda çalışan insanların büyük bir çoğunluğu açlık sınırında çalışıyor. İnsanca yaşamını sürdürebilmesi ve karnını doyurabilmesi için yeterli olmayan paralar bunlar. İnsanın karnının doyurmaktan farklı birtakım ihtiyaçlarını alabilmesi zaten söz konusu bile değil. Bundan 20 yıl önce bizim maaşımızla 2-3 yıl çalışarak araba aldığımız durumlardan bugün bir memurun bir araba sahibi olabilmesi için yaklaşık hesaplamamıza göre 15 yıl gibi bir süre eşiyle beraber çalışması lazım ki tek maaşı arabaya biriktirerek ancak öyle araba sahibi olabilmesi söz konusu. Bu da bir insanın ömrünün bitirmesi demek. Bizi en çok üzen nokta şu; insanların okumasına, eğitimine değer verilmiyor. Bu toplumda en tehlikeli ve en üzücü olan o maalesef. Biz biliyoruz ki, kamuda memur olabilmek için yıllarca okul sıralarından geçmek, üniversite kapılarını aşındırmak ve üniversitede yıllarca okumak, üniversite bittikten sonra da bir sürü kurslar ve birtakım unvanları kazanabilmek için de birtakım işlemlerden geçmek gerekiyor. Şöyle bir hesap yaptığımızda insan ancak 25-30 yaşına geldiği zaman bir iş sahibi oluyor. 25-30 yaşına gelmiş olan bir insan iş sahibi oluyor ve bu paralarla çalışıyor. 15 yıl sonra da bir araba sahibi olabiliyor. Yani bu insan ömrünün tamamıyla heba etmesi gibi bir şey.
“ŞU AN TÜRKİYE’DE MAALESEF EĞİTİMİN, OKUMANIN DEĞERİ YOK”
Türkiye’de sıkıntı şu. Türkiye’de maalesef eğitimin, okumanın değeri yok. Ben öğretmenim ve maalesef öğrencilerimize artık ‘üniversiteye gidin hayatınızı kurtarın’ demek garip bir cümle haline gelmiş oldu. Çünkü bakıyoruz ki Türkiye’de şu an eğitim görmek, üniversite okumak, üniversite bitirmek vakit kaybı gibi bir şey oldu. İnsanlar bir şekilde iş hayatına doğrudan atılıp para kazanma peşindeler. Dolayısıyla eğitimin de değerini öldürdüler böylece.
“HERKESİN BORÇ YÜKÜ ARTMAKTA”
Şu an zaten insanlar belki de yıllardır biriktirdikleri paraları yiyorlar. Öyle bir durumdayız. Şu an herkesin borç yükü artmakta, kredi kartlarına yüklenilmekte. Kredi kartından para çekip başka kredi kartı borcunu ödeyen insanlar var. Bu nereye kadar gidecek kimse bilmiyor. Şu an ülkemizin geneli gibi borç altında yaşıyoruz. Maalesef bireysel borçlanmamızda son derece yüksek meblağlar oluştu. İnsanlar kredi çekip, kredi borçlarını ödüyorlar. O pozisyondayız. Bunu da artık bir şeyler alabilmek için değil de karınlarını doyurabilmek için yapıyorlar. Bu noktası gerçekten üzücü ve tehlikeli. Bugün herkes bunun farkındadır. Çok değil bundan 5-6 ay önce bir markete gidip 500 TL harcayıp almış olduğunuz ürünleri bugün aynı şekilde markete gidip aldığımızda 2 bin lira civarında tutuyor. Şu an piyasanın tam 4 katı artmış olması demek bu ama maalesef ücretlerimiz bu şekilde artmadı. O yüzden herkes bir şekilde borçlanarak çözmeye çalışıyor. Bu ekonomik durumun nereye varacağı da belli değil maalesef.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak boş vaatler değil somut adımları görmek ve kalıcı çözümler getirilmesini istiyoruz. Bütün kamu emekçilerimizin hak ettiği ücretleri alana ve insanca yaşayabileceği hayata kavuşana dek mücadelemize devam edeceğiz.”Kaynak: Edirne Gerçek Gazetesi
Yorumlar kapalı.