“Devlet Okullarında Roman Çocuklar Dövülüyor mu?”

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği  Yönetim Kurulu Başkanı Turan Şallı, bazı devlet okullarında Roman öğrencilerin dövüldüğü iddialarına yönelik açıklamalarda bulundu.

“Ezilmişlik ve yoksulluk kavramları siyasi partilerin ve sivil toplum yapılanmaların en fazla ilgi duyduğu alanlardır.”diyen Şallı açıklamasının devamında şunları kaydetti: ” Bu alan toplumsal kesimleri etkilemeye, taraf kazandırmaya yönelik olabilmektedir. Taraf kazandırma metotları genelde kimlik üzerinden götürülür. “Mağdur olma” toplumda sürekli karşılık bulur. Romanların mağduriyet alanını kullanan partilerin ve Roman sivil toplum yapılanmaların bu konuda samimiyeti de sorgulanır düzeye gelmiştir. Roman yurttaşlarımızın ayrımcılık, sosyoekonomik koşullarından doğan sorunları, bazen siyasilerin yanında Roman hak savunucu kimliği ile ortaya çıkan sivil toplum yapılarında da görmek mümkündür. Mağduriyet yaratma konusu Romanların sosyal gerçeğini saklamaya yönelik olmanın yanında, siyasal güç kazanma odaklıdır. Gücün kullanılmasında abartılı söylemlerin genişletilmesi veya küçük bir yaşanmışlık örneğini daha da geliştirerek, içine küçük eklentiler ilave edilerek mağduriyet alanı genişletilir. Hatta üretilmiş mağduriyetler de oluşturabiliyor.

“GÜZEL PARTİ” isimli bir siyasi partinin devlet okullarında Roman öğrencilere yönelik tartışmaya açık beyanları da vardır. Bazı Roman dernek başkanlarının kurduğu Partinin Genel Başkanı Hüseyin Akbulut, daha önce sosyal medya facebok üzerinden yayınlanan video görüntülerindeki söylemlerinde, ‘bir kere bizim çocuklarımızı okutmuyorlar. Bilerek ve kayıtlı öğretmenler dayak atıyor. Allah aşkına altı yaşında çocuk dövülür mü? Altı yaşındaki çocuklarımız dayakla karşılaşıyor. Biz çocuklarımızı koklayarak okula gönderiyoruz. Ama okuldaki öğretmenler alt yaşındaki çocuklarımızı dövmeye başlıyorlar. Bi kere bu çocuk okur mu okumaz! Bir çocuk altı yaşında okuldan nefret ediyor. Çocuklarımız liseye gidiyor kapıyorlar bir odaya polisleri bunlar suça meyilli çocuklar suç potansiyelli olarak gösteriliyor. Çocuklarımız okur mu orada okumaz! Okuyanlarda daha çok kendini Roman mahallerden kendini soyutlamış onlarda kendini Roman olarak göstermiyorlar’ diye konuşmuştu.

Sivil toplum alanı ise siyaset üstü örgütlenmelerdir. Kullanılan alanda daha özenli bir dil kullanılmasına ihtiyaç duyulur.  Sıfır Ayrımcılık Derneği’nin başkanı Elmas Arus, Roman kimliği altında ‘Gazete Duvar’ a verdiği bir söyleşisinin bir bölümünde:  “Romanlar ne yazık ki toplumun ötekisi! Her alanda ön yargı ve ayrımcılıkla yüz yüze olduğu bilinen bir gerçek. Kamusal alana çıktıklarında da cinsiyetten ziyade etnik ve kültürel kimlikleri üzerinden ayrımcılığa ve şiddete maruz kalıyorlar. Bir sonraki aşamada kadın olmaktan kaynaklı uğradıkları tacizler söz konusu. Çiçek satmaya veya kâğıt toplamaya giderken Romanlığını vurgulayan kıyafet giyiyor. Görsel kimliğini dışarıdan gelecek taciz ve şiddete karşı mesafe olarak kullanarak kendince tedbirini alıyor.” Söylemi tartışmaya açık söylemlerdir. Bu söylem savunuculuk eğiliminin dışına çıkılmıştır.

Siyasal alanda; Güzel Parti Genel Başkanı Hüseyin Akbulut, İstanbul’da Roman öğrencilerinde olduğu bir okulda yaşanan bir Roman öğrencinin öğretmen tarafından dövülme hadisesini üzerinden götürerek, Roman öğrencilerin devletin okullarında sistematik olarak dövüldüğünü söylemektedir. Devletin resmi tüm okulları Roman öğrencilere açıktır. Roman öğrencilerin devlet okullarında dayak atılma söylemi yalan ve çarpıtmadır. Roman öğrencilerin eğitim sorunlarını gizleme, mağduriyet altında oy devşirme politikasına yönelmiştir.

Sivil alanda; Gazete Duvar’a yapılan açıklamalarda çok ciddi tartışmalara yönelik beyanlar bulunmaktadır.  “Çiçek satmaya veya kâğıt toplamaya giderken Romanlığını vurgulayan kıyafet giyiyor. Görsel kimliğini dışarıdan gelecek taciz ve şiddete karşı mesafe olarak kullanarak kendince tedbirini alıyor.” İfadeleri çok tartışmalıdır. Roman kadınların zaten kendilerine özgü giyim tarzları vardır. Bu giyim tarzları kendi düğünlerde değişir. Kağıt toplarken, çiçek satarken üzerindeki kıyafetin nasıl olması beklenir ki?

“Kamusal alana çıktıklarında da cinsiyetten ziyade etnik ve kültürel kimlikleri üzerinden ayrımcılığa ve şiddete maruz kalıyorlar” ifadesi, Kamusal alanda ayrımcılığa uğrayabilmeleri doğal bir sorun, ancak şiddete maruz kalması soru işareti oluşturuyor. Diğer bir ifade; “Bir sonraki aşamada kadın olmaktan kaynaklı uğradıkları tacizler söz konusu” dur. Taciz,  birçok kötü davranışı kapsamaktadır. Burada da genel bir tanımlama üzerinden gidilmiştir. ‘Çiçek satan, kâğıt toplayan Roman kadınlar tacize uğruyor’ denmesi doğru bir yaklaşım mıdır?

İstanbul da çiçek satıcısı on Roman aileye bu durumu sorduğumuzda tepki gösterdiler. “Yok böyle bir şey” dediler. Konunun abartıldığını söylediler. Yani bir anlamda ‘çok fazla süslemişler. Yersiz ve gereksiz’ dediler. Mağduriyet alanları siyasetçinin vaz geçmediği,  en sevdiği alandır. Sivil toplum ise,  bu alanları kullanırken iç gerçek üzerinden konuşması gerekir. Bir anlamda “kaş yapayım derken göz çıkarmaması gerekir” İki farklı yapının mağduriyet kullanma alanları,  kişisel siyasal görünürlük kazanma alanlarına dönüştüğünün bir gerçeği ortaya çıkıyor. Mağduriyet kullanma alanları çarpıtılmamalı, ahlaki olmalıdır.”Haber Merkezi

 

 

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
“Devlet Okullarında Roman Çocuklar Dövülüyor mu?”

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Edirne Gerçek Gazetesi - Edirne'nin Gerçek Sesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin