featured

Felaketler Çağında Kabuk Bağlamayan Yara “Toplumsal Eşitsizlik”: Roman Gençleri Ne İstiyor?

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Edirne’nin Menzilahır Mahallesi’nin Roman gençleri ile Roman olmanın geleceklerine üzerine  konuştuk.
Yoksulluğun derinleştiği, iş imkanının varla yok arasında olduğu günler içerisinde gençlerin öfke ve karamsarlıklarının iyice gün yüzüne çıktığı bir dönem yaşıyoruz. Bu sorunlara bir de ‘öteki’ kimlikler eklenince gençlerin problemleri daha da artıyor. Edirne’de bu sorunları en çok hisseden gençlerin başında belki de Roman gençler gelmekte. Ailelerine destek olmak ve kendi ihtiyaçlarını karşılamak için çalışan Roman gençlerin yoğun yaşadığı bölgelerden olan Menzilahır Mahallesi’ni ziyaret ettik. Edirne Hurda Toplayıcıları ve Yardımlaşma Derneği Başkanı İbrahim Merdin ile Gurbet Tutuşturan’ın destekleri ve evsahipliğinde Edirne Merkez’de Menzilahır Mahallesi’nde bir araya geldik. Hem mahallenin kanaat önderleri hem de gençleri ile gelecek tasavvurları ile mahallede ve Roman olmanın geleceklerine etkisi üzerine konuştuk.


‘Menzilahır’ın damgalanmasına dair önyargıyı mahalleye ilk adım attığımız andan hissediyoruz, mahalleye taksici girmek istemiyor ve sokağın başında bırakıyor bizi. Kemikçiler olarak da bilinen mahalle sorunsuz bir mahalle olmasa da, özellikle mahallede yaşamayanlar tarafından ‘tehlikeli’ olarak etiketlenmiş ve kriminalize edilmiş bir yer. İnsanların gizem yaratma çabasının ve olumsuz bir olayın bin yapıldığı yerlerin Edirne’deki karşılığı Menzilahır. Bu ortamda Menzilahırlılık önyargılı bakışlarla karşılaşma, kimliğinden dolayı iş imkanından mahrum kalma, ırkçı söylem ve davranışlara maruz kalma olarak tezahür edebiliyor.
Sohbetimizde önce sözü büyüklere veriyoruz. İbrahim Merdin eskiye göre suç olaylarının oldukça az yaşandığını belirtiyor ve yaşanan suç olaylarının arkasındaki sebeplerin sorgulanması gerektiğini şu şekilde ifade ediyor : « Bir insan kaç gün aç kalabilir, evlenmişse, çoçuğu varsa ne yapabilir, işte bulamadıysa ne yapabilir?» Görüşme ortamında bulunan bir başka yetişkin de Menzilahır’daki insanların üçüncü sınıf insan olarak görüldüklerini ve mahallede yaşadıkları için iş bulmakta zorlandıklarını, ‘suçlu’ olarak damgalandıklarını ekliyor. Mahallenin büyükleri Menzilahır’ın diğer Roman mahalleri arasında dahi aldığı hizmetler açısından en dezavantajlı konumda olduklarını söylüyorlar. KPSS vd. sınavlardan alınan puanların da torpil olmadan bir anlamının olmadığı ifade ediliyor. Romanlar bu şekilde belli iş alanlarına sıkıştırılıyor ve çalıştıkları düşük gelirli işler yoksulluk döngüsünü de devam ettiriyor.
İbrahim Mendi sadece fiziksel mekanların yapılmasının da yetersiz olduğuna vurgu yaparak, sosyal gelişim ve dönüşümün sağlanacağı toplum merkezlerinin açılmasını öneriyor: «İlla etkinlik yapacaksan her mahalleye gençlik merkezleri aç. Bu gençlik merkezleri kurulsa ve gençleri toplasa olmaz mı? Yani bu gençlere yol açmaları gerekiyor. »
Mahallenin büyüklerinden sözü gençlere çeviriyoruz. Sohbete katılan gençlerin tamamı çalışıyor. 16-18 yaşları arasındaki genç erkekler iş, geçinme, okul ve ev arasındaki sıkışıklıklar arasında kendilerine huzurlu ve güvenceli bir gelecek inşa etmek için planlar yapıyor.
Gençlerden Ali, 17 yaşında aile durumundan dolayı hamallık yapıyor ve ekonomik zorluklardan dolayı okula ara vermek durumunda kalmış.
Açıktan liseyi bitirmeye çalışan bir diğer genç de işlerin genelde kısa süreli olduğundan, iş bulduklarında gittiklerinden bahsediyor ve bu işlerin de düğünlerde garsonluk ya da hamallık olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, okula gidecek harçlıklarının olmamasının Roman çocukların okulu bırakmalarında ciddi bir etken olduğu anlaşıyor, gençlerin yorumlarından.
İleride ne yapmak istedikleri sorulduğunda ise; beklentileri düşük ve hayal kurmakta çok temkinliler. « Polisliği düşünüyorum ama olamam » diyerek uzak akrabalarının işledikleri suçların sicilinde gözükeceğini ve kendilerinin polis olmasına engel oluşturacağını söylüyor Yasin de.
Çalışan gençler kısıtlı boş zamanlarını da genelde evde dinlenerek geçirdiklerini söylüyorlar. Sorunlar mahalle içiyle kalmıyor. Gittikleri kafelerde Roman olmalarından kaynaklı istenmediklerini hissettiren dışlayıcı bakışlarla da uğraşıyorlar anlatıyorlar. Gençlerden bu onur kırıcı karşılaşmaları şu şekilde örneklendiriyor: « Şimdi oturduk bir ortama böyle hep beraber, dışarıdan insanlar geldi, ulan burayı da çingeneler bastı diyip alıp başını gidiyor »
Menzilahır’daki gençlerin maruz kaldıkları eşitsizlikleri anlatmalarının gelecekte politika yapıcılarının, eğitmenlerin vd. sorumluların neler yapmaları gerektiğini anlamaları açısından yol gösterici olacağına inanıyoruz. Son olarak, gençler tüm sorunlara ve eşitsizliklere rağmen ellerindeki imkanlar dahilinde en iyisini yapmak için çaba sarfederken, bir taraftan da artık eşitsizliği azaltacak, adaletli sosyal ve istihdam politikalarının hayata geçmesini bekliyorlar. Zeki ÖZKORKMAZ

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Felaketler Çağında Kabuk Bağlamayan Yara “Toplumsal Eşitsizlik”: Roman Gençleri Ne İstiyor?

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Edirne Gerçek Gazetesi - Edirne'nin Gerçek Sesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin