“SGK’da Yoğunluk Mevcut Personelle Karşılanamaz”

“Sosyal Güvenlik Emekçileri, bu ekonomik ortamda kamudaki en düşük ücretleri alarak yoksulluğa mahkum edilmenin yanında bir de artık üstlerine ağır iş yükünün altında ezilmektedir.” diyen Sarı açıklamasının devamında şunları kaydetti: “Bilindiği gibi ülkemiz gerek ekonomik anlamda gittikçe derinleşen bir çöküntüye sürüklenirken aynı zamanda deprem nedeniyle de büyük bir yıkımla uğraşmaktadır. Ancak ekonomik çöküntünün sebebi, iktidarın iddia ettiği gibi “dış güçlerin” oyunu olmadığı gibi deprem sonrasında yaşanan bu büyük dram da tamamen bir doğa olayına veya kader planına bağlanamaz. Biz emekçiler biliyoruz ve bir kez daha altını çizerek söylüyoruz; yaşanan ekonomik çöküntünün sebebi, iktidarın geniş halk kesimlerinin daha çok yoksullaşmasını tercih etmesi ve kendi yandaş sermaye gruplarına sermaye ve servet aktarmasıdır. Deprem felaketi sonrasında yaşananlar; seçim kazanmak amacıyla çıkarılan imar aflarının, denetlenmeyen kaçak yapıların ve jeolojik yapıya uygun olmadığı bile bile yapılan yapıların maalesef acı sonucudur. Bu imar rantının bizlere yaşattığı bu ağır mağduriyeti asla kabul etmiyoruz. Yaşadığımız bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için daha fazla mücadele edeceğimizi ve sorumlularının da bağımsız yargı önünde hesap vermesinin takipçisi olacağımızı bu vesile ile kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Sosyal Güvenlik Emekçileri, bu ekonomik ortamda kamudaki en düşük ücretleri alarak yoksulluğa mahkum edilmenin yanında bir de artık üstlerine ağır iş yükünün altında ezilmektedir.
99’da yaşanan Gölcük ile Düzce depremleri fırsat bilinerek bizlerin de içinde bulunduğu sendikaların yoğun itirazına rağmen çıkarılan emeklilik düzenlemesinin yarattığı yaş mağduriyetini gidermek için tekrar düzenlenmek zorunda kalınan ve hiçbir yapısal düzenleme ile önlem alınmadan alelacele uygulamaya konulan ‘Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ kanunu sonucunda Sosyal Güvenlik Emekçileri ağır bir angaryayla baş başa bırakılmış durumdadır.

Yasal düzenleme daha kamuoyu ile paylaşılmadan Sosyal Güvenlik Merkezlerinin önünde hizmet borçlanması talebiyle uzun kuyruklar oluşmuş, bugün gelinen noktada ise Sosyal Güvenlik Emekçileri normal iş yoğunluğunun yanında bunu katbekat aşan bir iş yüküyle de kaderine terkedilmiştir.
Bu yoğunluğun mevcut personelle karşılanmasının mümkün olmadığını bildiriyor ve başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı olmak üzere kurum yetkililerini acil yeni personel alımı yapmaya davet ediyoruz. Aksi takdirde artık hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde sürekli çıkarılan vergi ve prim aflarıyla beraber diğer işlerini de yetiştirilmesinin mümkün olmadığının altını bir kez daha çizerek bu ağır çalışma koşullarına artık yeter diyoruz!

Sosyal Güvenlik Emekçilerini bu ağır iş yükü ile baş başa bırakanlar, Sosyal Güvenlik Emekçilerinin geçmişten bugüne yaşadıkları ekonomik kayıplarını ise görmezden gelmeye devam etmektedirler.
Bilindiği gibi kamuda tasarruf deyince ilk önce akla kamu çalışanlarının mevcut haklarını kısıtlamak gelmektedir. Bunun en çarpıcı örneğini ise 2012 yılında yayınlanan 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile daha önceden SGK Emekçilerinin almakta olduğu yılda iki asgari ücret tutarındaki ikramiye ile kimi ek ödemelerin “eşit işe eşit ücret” adı altında kaldırılması ve ilgili kanun hükmünde kararnamenin mali hükümleri Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesine rağmen ikramiye ile ek ödemelerin çalışanlara ödenmemesi oluşturmaktadır.
Sosyal Güvenlik Emekçilerinin geçmişe dönük bu mağduriyetlerinin yanına bir de, 3600 ek gösterge düzenlemesi dışında tutulması eklenmiştir. Çıkarılan yasada SGK Emekçisi yok sayılmış, 3600 ek gösterge kapsamı dışında bırakılarak yoksulluğa mahkum edilmiştir.”

“BİRLİKTE MÜCADELE ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ”

Ek gösterge düzenlemesinde 3600 kapsamı dışında bırakılan SGK çalışanlarının da bu kapsama dahil edilmesini talep ettiklerini dile getiren Sarı açıklamasının devamında şunları kaydetti: “Kimi kurumlarda iş yoğunluğu nedeniyle tazminat veya döner sermaye isimler altında ek ödemeler yapılmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu, doğumdan ölüme tüm vatandaşlarımıza hizmet vermekte olup mevzuat yoğunluğu ve iş yükü açısından en yoğun kurumlardan biri olarak bulunmaktadır. Bunun bilinciyle bir kez daha sesleniyoruz:
Sosyal Güvenlik Kurumu Emekçileri olarak 2012 yılında haksız ve hukuksuz bir biçimde kesilen ve mahkeme kararına rağmen halen ödenmeyen ikramiyelerimizi ve diğer ek ödemelerimizi geriye dönük olarak talep ediyoruz!
Sosyal Güvenlik Kurumu Ek Ödeme Yönetmeliğinde yer alan ek ödeme puanlarına 100 er puan eklenmesini istiyoruz!
Ek gösterge düzenlemesinde 3600 kapsamı dışında bırakılan SGK çalışanlarının da bu kapsama dahil edilmesini talep ediyoruz!
Kurum içi uzmanlık kadrolarının ihdas edilmesini ve sosyal güvenlik tazminatı ödenmesini talep ediyoruz!
Kamu emekçilerinin çocukları için ücretsiz olarak kreş hizmeti sağlanmasını talep ediyoruz!
Bugünlük eylemimizi sonlandırırken kurum çalışanların haklı taleplerinin kalıcı bir kazanıma dönüşmesi için yetki alanımızda bulunan bütün sendikaların yan yana gelerek birlikte mücadele etmesini önemsiyor ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. İnanıyoruz ki, bizlerin birlikte, yan yana mücadele etmesi, haklı taleplerimizin kazanıma dönüşmesine katkı sunacaktır.İnsan onuruna yakışır koşullarda çalışmak, insanca yaşamak istiyoruz.Yaşasın onurlu mücadelemiz! Yaşasın BES!”Makbule TUNÇ