featured

İSTANBUL’DA ROMAN MİLLETVEKİLİ SAVAŞLARI

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ankara’da çok lüks bir hoteldeyim, toplantıya davet edilmemin nedeni Edirne Roman Eğitim Gönüllüleri Derneği başkanıyım. Hotelde elit kişilerin dolaştığı, bazı özel kamu görevlilerin olduğu bir ortamdı. Toplantı bitmiş, kürsüden konuşmamı yaptıktan sonra yerime geçmeye niyetlenirken birinin daveti üzerine hotelin lobisinde sohbete dalıyoruz. Biri anlatıyor: “Kurumumuza sürekli Roman dernek başkanları geliyor, birbirlerini şikâyet ediyorlar, herkes hamaset içinde. Gelenler bizim partiden değil, bunları buraya sokmayın diyorlar. Hepsi bireysel çıkar peşinde, niteliksiz Roman dernek başkanları bizi bıktırdı, kimi federasyon, kimi de konfederasyon başkanıyım diyor. Beni dikkate almak zorundasınız ben AKP’liyim sizi şikâyet ederim tehdidinde bulunuyorlar” demişti. Araya başka bir kamu görevlisi giriyor: “Her kafadan bir ses çıkıyor, sorun Romanlar mı, parti sorunu mu anlayamadım. Adam sanki parti binasına geldi” diye sitem etmişti.
Türkiye’de Roman sorun penceresini tam olarak açtığımızda en büyük sorunun Roman dernekleri olduğu ortadadır.

Roman sorunları, Roman dernek başkanlarının geneline yakını tarafından siyasallaştırılmış, ranta dönüştürülmüştür. Türkiye’de sayıca bir hayli fazla olan Roman derneklerinin Roman yurttaşların sosyal yaşamına dokunan örnek bir çalışması dan söz etmek çok zordur. Çarşamba günü eski CHP İstanbul milletvekili Eren Erdem üyesi bulunduğum Edirne Atatürkçü Düşünce Derneği’nin daveti üzerine ilimizdeydi. Atatürkçü Düşünce Derneği binasında kendisine “Roman sorunları ve Roman dernekleri hakkında neler düşünüyorsunuz?” Soruma şaşkınlık ve memnuniyetsiz bir şeklide yanıt verdi. İstanbul’da Roman dernekleri arasında hoş olmayan çekişmelerden bahsederek isim de vererek Hacer Foggo ve Sinan karaca vb. söz etti. Birbirlerini şikâyet ediyorlar, kötülüyor birleşmeleri uyum içinde olması gerekirken tam tersini yapıyorlar. Durumu bir anlamda kaynayan kazana benzetti. Bana “bunları biran önce ortadan kaldırmanız gerekir, güç birliği yapılamadığı takdirde siyasetçinin de bizleri ciddiye almasının zorluğuna işaret etti. Eren Erdem, açıkça ve hatta üzülerek “nasıl yapacaksanız yapın bu durumun önüne geçin!” demesi vahim duruma işaret ediyordu. Aslında benim üzüldüğüm bir konuyu dile getirmiş oldu. Roman dernek başkanlarının Öngörülerine göre Hacer Faggo’nun İstanbul’dan milletvekili seçilme ihtimali üzerinde tartışmalar facebook hesaplarına da yansımış durumdadır. Seçilmesi gerekenin Hacer değil, Sinan Karaca olması yönünde sürtüşme yaşandığını bende biliyordum. İstanbul’dan mutlaka Roman kökenli bir milletvekili seçilmesi düşüncelerine saygı duymakla birlikte, hayati bir sorun da değildir. Hacer Foggo’nun Roman olmamasını sorun kaynağı olarak görmemek gerekir. Kaldı ki, Hacer Foggo, Roman meselesine yabancı biri de değildir, tartışmalar yersiz ve gereksizdir. CHP Genel Merkezi sıkça Roman dernek başkanları ve yanındaki heyetlerle ziyaretçi akınına uğruyor. Herkes vekil olma gayretinde. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, onları iyi bir şekilde ağırlıyor. Kişisel vekil olma taleplerine anlamlı ve olması gereken siyasi bir yaklaşımla “güç birliği oluşturun vekil sayısını artırın” diyerek ince bir siyasi mesaj veriyor. Tabi ki anlayana….Asıl sorunda bu. Kendi aralarında uzlaşı yaratamadıkları gibi, Romanları kitlesel olarak yanlarına alamama sorunları var. Çünkü; Roman sivil toplum yapılarının Romanlar açısından karşılığı bulunmamaktadır. Romanlar örgütlü ve bilinçli bir toplum özelliğine sahip değildirler. Roman derneklerine güven sorunu vardır. Roman dernek başkanlarının geneline yakını vekil vasfını taşıyacak nitelikte olmadığı da ortada. Vekil olma hastalığından kurtulmalı, sivil toplumun gerektiği şekilde çalışmalar yapmalıdırlar. Roman federasyon, konfederasyon başkanı olmak vekil seçilme kriteri olmadığının farkına varmaları gerekir. CHP lideri örnek olarak bir Özcan Purçu modeli yarattı. Roman dernek başkanları arkasına Roman vatandaşlarının desteğini alarak Özcan Purçu sayısını artırması gerekir. Seçilecek kriterler ortada: Eğitimli, nitelikli ve arkasına Romanları kitlesel olarak çekebilecek özellikler var mı? Maalesef yoktur. Kimse kendini yıpratmasın! yardımları Allah katında dağıtmaya devam etsinler, şartlar oluştuğunda siyaset gereğini zaten yapıyor. Kimse kendini Elmas, yakut, pırlanta gibi görmemelidir. Elmas dedim de “Elmas” konusuna da değineceğim.
ROMANLARA YAPILAN YARDIMLAR ALLAH KATINA DEĞİL, OY KATINA YÜKSELMEYE BAŞLADI
Roman kimliğini mağduriyet, ajitasyon ile yoğurmanın yanında, yardımsever görünümü altında Roman kimlikli dernek başkanları sosyal medyada göze çarpmaktadır. Siyasetçilerin ilgi alanına girebilmek, daha görünür olma amaçlı medya haberleriyle dikkat çekmek istemektedirler. Bazı dernek, federasyon başkanları toplumu saran genel yoksunluk ortamında Roman mahallelerine yapmış oldukları yardımları sosyal medya facebook üzerinden teşhir etmektedir. Bazen de kurumlardan aldığı yardımları yani bir anlamda; Selimiye Camii’nden aldığı yardımları, Muradiye Camii’nde dağıtmasına benzemektedir. Yardımlar Allah katında değil, oy katına yükseltilmeye çalışıldığı açıkça ortadır. Bu Romanlara yapılmış en büyük kötülüktür. Dini inançlarımıza da aykırıdır. Bu davranış biçiminin sürekli hale gelmesi insancıl olmadığının açık göstergesidir. Yine tekrar ederek, Türkiye’de Roman toplumunda hiçbir Roman derneklerinin Romanlar nezdinde karşılığı yoktur! Roman toplumu ne yazık ki örgütlü, bilinçli değillerdir. Roman derneklerine de güvenleri kalmamıştır.

Sıra geldi Elmas Arus’a: Hürriyet Gazetesi’nde “Atık toplayıcısı Roman kızı şimdi ödüllü yönetmen: Elmas Arus” başlıklı bir haber çıktı. Bu tür haberlere alıştık. İçinde mağduriyet ve ajitasyon yüklü, tam anlamıyla “Roman edebiyatı”. Oysa bugün 60 yaş itibariyle hiçbirimiz Sırçalı Köşk’lerde büyümedik. Çadırda, derme çatma gecekondular da yokluk ve yoksullukla büyüdük. Yaşları altmışa dayanan devlet kadrolarında hizmet verenlerimiz var. Hatta Lalapaşa ilçesinde Roman kökenli doktor kızımız var. Duyan var mı elbette yok! Gerekte yok! Seçimlere az kaldı. Seçim olmadan harekete geçmenin tam zamanı. Elmas Arus, milletvekili olma hayalini bu seçimde de mutlaka kullanmak istiyor. Kullanmakta hakkıdır. Eğer seçilirse faydası olur mu? Elbette olur. Kimlik siyaseti üretir. Roman toplumuna sadece obje olur, kendi geleceğini kurtarır. Siyaseten bakıldığında CHP’ ye oy kazandırır mı? Kazandırmaz! Çünkü Roman toplumunun bir parçası olduğu yönünde kabul görecek izler yoktur.

Elmas Arus, röportajında Edirne’den de söz ediyor. “ Edirne’de farklı Roman gruplarla tanıştım” ifadesi bende şaşkınlık yarattı. Oysa Edirne’de farklı hiçbir Roman grupları yoktur! Edirne ve Trakya’da bulunanların hepsi Roman’dır. Türkiye’de bulunan Roman nüfusunun beş milyon olduğunu ifade etmesinin yanında haberde şunlarda yer almaktadır “Sivil toplum alanına yabancıydık ama gönüllük esasına dayanarak çok sayıda işler yaptık, Roman açılımında bizim topladığımız verilerden yararlanıldı. Şu anda 34 ilde örgütlüyüz” sözlerine de eleştiri de getirmek isterim. Gönüllülük esasına çalışmalar yapıldığı doğrudur. Ancak çoğu AB projeleri kapsamında oluştu. “Roman açılımında bizim topladığımız verilerden yararlanıldı” ifadesine gelince kendisi öyle biliyor, oysa tüm veriler devletin elinde mevcuttu. Çok ciddi olarak akademisyen eliyle hazırlanmış veriler zaten vardı. Avrupa Birliği projeleri ile oluşturulan bilgiler değildi. Türkiye’de Roman yurttaşlarımızın nüfus rakamsal oranı çok az bir yanılma ile bilinmektedir. 5 milyon rakamı Roman sivil toplumun öngörüsüdür. Devlet her şeyi bilir ama açıklama gereği kendi koşullarına göredir. Roman sivil toplum alanını çok iyi bildiğimden “34 ilde örgütlüyüz “ ifadesi de CHP’ye siyasi mesaj niteliği taşımaktadır. Oysa bu dernekler illerinde görünür ve etkili olmadıkları gibi, Elmas Arus’un Avrupa Birliği projelerinde kullanım ve CHP üzerinde kendisine yönelik güç algısı taşımaktadır. Özetle İstanbul’ da yakında yapılacak seçim bir hayli tantana yaratacağa benziyor, içtenlikle yazıyorum. Kimsenin derdi Roman değil, geleceğini kurtarma gayretleridir. Adayların durumuna elbette CHP yönetimi karar verecektir. Roman dernek başkanları kimliği üzerinden görünürlük sağlamaya çalışıyor, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu “Türkiye’de kimlik siyaseti yapmayacağız” diyor. Roman dernek başkanlarının kimlik siyaseti ve ticareti yaptığı da ortada. Demokrasi, temel haklar ve özgürlükler, hukuksuz işlerden söz eden yoktur. İstanbul’da Roman kimlikli vekil seçilebilme savaşları yavaş yavaş ısınıyor. Şans kime güler bilinmez. Tek temennim kimsenin başına sıcak su kazanı dökülmesin!

Turan ŞALLI

.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
İSTANBUL’DA ROMAN MİLLETVEKİLİ SAVAŞLARI

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Edirne Gerçek Gazetesi - Edirne'nin Gerçek Sesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin