TMMOB tarafından 18 yıl aranın ardından Edirne’de 5’incisi düzenlenen “Trakya’da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu”nda Meriç havzasındaki nehir taşkınlarının en büyük risk ve zararlarının yerleşim yeri olarak Edirne’yi tehdit ettiği iddiasında bulundu. DSİ’de uzun yıllar yöneticilik yapan Makine Yüksek Mühendisi Sabahattin Yaz, “Son 10 yılda Edirne Meriç taşkın alanında 3 Nehir 1 Şehir projesi kapsamında inşa edilen yapıların etkisiyle, Meriç nehir yatağı, kum-silt gibi malzemenin çökmesiyle dolmuş olup, akış kesit alanı küçülmüştür. Yani Edirne şehri feyezan ve taşkınlara, eskisinden daha hassas duruma gelmiştir” dedi.
Edirne Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde 3 gün süren sempozyumdaki konuşmasında, son yıllarda, dünyadaki iklim değişikliğinin yağmur ve kar yağış miktarlarını, geçmiş yıllara göre çok değiştirdiğini, baraj, gölet, taşkın koruma, betonlaşmanın da etkileriyle su yapılarının projelendirmelerinde kullanılan kriterleri farklılaştırdığına dikkat çeken Yaz, “Bu durum, Balkanlar’da Meriç havzasında iklim değişikliğinin muhtemel şiddetli yağışları, Arda, Tunca, Meriç nehirlerinin birleşme noktasında oluşacak taşkınları, Edirne şehrinin kenar mahalleleri Saraçhane’den Kirişhaneye kadar için eskisinden çok daha riskli ve zararlı olacaktır. Son 10 yılda Edirne Meriç taşkın alanında yapılmış olan 3 Nehir 1 Şehir yapılarının etkisiyle, Meriç nehir yatağı, kum-silt gibi malzemenin çökmesiyle dolmuş olup, akış kesit alanı küçülmüştür. Yani Edirne şehri feyezan ve taşkınlara, eskisinden daha hassas duruma gelmiştir” dedi..
3 Nehir 1 Şehir Projesi’nin bütün Meriç Havzasındaki (Bulgaristan Yunanistan – Türkiye) Kızılçay Arda Meriç Tunca – Ergene yağış havzalarını içine alan bu havzadaki su paylaşımı, su kirliliği ve taşkınlarının zamanla bu bölgenin ciddi problemleri olarak, ülkeler arası büyük sorunlar yaratacağını belirten Yaz, şöyle devam etti:
SU VE BARIŞ BİRLİĞİ
“Bu konu, 2014 yılında Anadolu Üniversitesi akademisyenlerinden Fatma Tombul tarafından detaylı olarak araştırılıp; Uluslararası Antlaşmalar çerçevesinde Meriç Havzası Su Yönetimi başlıklı 9 sayfalık bir rapor haline getirilmiştir. Bu rapor ve Meriç Havzası konusunda, bugüne kadar birçok uzman çeşitli rapor ve görüşleri belirten yayınlar yapmışlardır.
Bu havzadaki problemlerin çözümü için bu üç ülke arasında, değişik yıllarda birçok İkili Antlaşmalar yapılmıştır. Fakat etkili ve sürdürülebilir sonuçları olmamıştır. Hatta AB Su Çerçeve Direktifi ve Avrupa Taşkın Riski Yönetimi Direktifleri, AB ülkesi olan Yunanistan Ve Bulgaristan ile AB aday ülkesi olan Türkiye’nin bu sorunlarının çözümünü gerekli kılmaktadır. hal böyle olunca; “Meriç Havzasında bu sorunlara muhatap olan bütün belediyelerin, Edirne Belediye Başkanlığı veya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (Bu bölgeden su temin etmektedir) liderliğinde, Edirne Valiliği desteğiyle; Meriç Nehri Havzası Belediyeleri Su ve Barış Birliği (Marıtsa Rıver Basın Munıcıpıalıtıes Water And Peace Unıon) adı altında; Merkezi, üç ülkenin sınırlarının kesiştiği nokta olan Kapıkule sınır kapısının hemen yanındaki mahalde, her ülkeden 20 dönüm arazi alınarak, Meriç Nehri’nin de içinden geçtiği arazide kurulacak Birlik Başkanlığı tesislerinde, AB Bayrağı ile Türkiye Bulgaristan – Yunanistan bayraklarının dalgalandığı Merkeze (Head Offıce) havzanın sorunlarını kucaklayacak, su yönetimi yetki ve sorumluluğu verilmelidir.
AİHM VE AB
Bu çözüm ülkelerce kabul edilmezse; Edirne ili STK’ları bir araya gelerek, Sn. Fatma Tombul’ un 2014 yılında hazırladığı oldukça detaylı Araştırma Raporu, Valilikçe kurulacak bir komisyonca teknik ve hukuki açılardan da desteklenerek, hazırlanacak kapsamlı bir yazı (dilekçe) ile AİHM’ye başvurularak, açılacak dava ile Türkiye lehine olabilecek kararlar çıkarılabilir. Bu kararlar;
1) Meriç Nehri Havzasındaki;
- Su Paylaşımı
- Su Kirliliği
- Su Taşkınları
Sorunlarının çözümü için AB komisyonunda görüşülmesi talebiyle, Türkiye’nin de AB üyesi yapılması hususunda bir süreç başlatabilir.
SUAKACAĞI BARAJI ACİLEN YAPILMALI
2) Edirne Şehir Merkezinin, bu havzadaki bilhassa Taşkın Tehdidi konusunda korunmasına (İkinci Libya vakası olmaması için) bir çözüm olmak üzere, Edirne yakınında, gövdesi Türkiye’de, gölalanı Bulgaristan’da olan Suakacağı Barajı’nın, Bulgar komşularımızın mağdur edilmeyecek şekilde acilen AB fonlarından yapılması hususunda da bir karar alabilir.
Zira bu baraj, öncelikle taşkın koruma maksatlı olup, Edirne’mizin büyük taşkınlardan korunabilmesi için çok önemlidir.”
Yorumlar kapalı.