featured

BİR KADIN KENDİNİ GELİŞTİRSİN, DÜNYA DEĞİŞİR

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Son 10 yıldır genel seçimlerde olduğu gibi yerel yönetim seçimlerinde de, kadın aday başvurularındaki artışa rağmen kadınların üyesi olduğu parti listelerinde seçilemeyecek sıralara yerleştirildiği bilinen bir gerçektir. Siyasi partilerin, erkek adaylarda hiçbir kriter aramadığı, hatta bazen erkeklerin sadece okuma yazma bilmesi bile onun aday olması için yeterli görülerek listelerde seçilebilecek yerlere konumlandırılırlarken, çok nitelikli ve liyakat sahibi kadınlar ise aday listelerin de yer bulamamaktadırlar.
Anayasa’nın 10. maddesi gereği, kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğu ve devletin de bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlü bulunduğu ülkemizde bundan böyle, kadınlar liyakatiyle, emeğiyle, kendi hayalleri, hakları ve hayatları için 31 Mart yerel seçimlerde, her bir metropolde, ilde, ilçede, belde ve mahalle muhtarlıklarında seçme haklarının yanı sıra seçilme haklarını kullanmak için aday olarak alanlara çıkıyor ve çıkacaklar.

1850’lerden itibaren eşitlik ve temsil edilme hakları için çalışmalara başlayan kadınlar, 1934’te seçme ve seçilme hakkını elde etmelerine rağmen, aradan geçen 90 yıl içinde ancak 150 kadın belediye başkanı olmuşken süreç içinde ise 40 bin küsur erkek görev yapmış. Bu demek oluyor ki kadınların çalışma hayatlarında olduğu gibi siyasi hayatlarında da kendilerini bekleyen ve aşmaları gereken engeller var.
Engellerin en başında elbette kadınların içinde yaşadıkları toplumsal ve kültürel yapı geliyor. Kadınların çalışma hayatında daha çok yer alıyor olmalarına rağmen kendilerini daha çok ev, aile, çocuk özel alanında tanımlamaları, eş, anne rollerinin baskın olması, siyaseti erkek işi olarak gören bakış açısı ve erkek egemen zihniyet engellerin başında geliyor.
Kadınların aile yaşamı içerisindeki harcamaları yönetemiyor veya yönetmiyor olmaları da başka bir sorun, yani ekonomik bağımsızlıkları olmadığı için ekonomik nedenler. Yapılan pek çok araştırma kadınların sosyal ve siyasal yaşama katılmalarının önündeki engel sorulduğunda ekonomik kaynak ayıramadıkları şeklinde yanıt vermeleri bunun en önemli göstergesidir.
Siyasal sistem ve partilerin yapısı da önemli engelleyici faktörlerin başında geliyor. Metropollerde ve büyük şehirlerde durum değişiyor gibi görünse de küçük şehirler ve ilçelerde siyasi parti mekânları lokal veya kahvehane gibi yerlerdir. Buraların daha çok erkek mekânlari olması ve bu yerlerde kadınlara yer açılmaması kadınları siyasi alanlardan uzaklaştırıyor olması da kadınların siyaset yapmalarına engel teşkil eder.

Söz konusu engellerin yanı sıra kadınların siyasete ilgisizlikleri de var, Bununda nedenin iyi araştırılması gerekir. Yukarıda sayılan tüm gerekçeler kadınları siyasetten uzak tutuyor. Kadınların siyasette yer alabilmelerinin en kolay yolu söz konusu olan gerekçelerin ortadan kaldırılmasıdır. Eşit katılımın sağlanmasıdır. Eşit katılımın sağlanması da yetersizdir. Eşit katılımın sağlanması ile birlikte, katılım koşullarında da adaletin sağlanması gerekir.

Kadınlara, siyasi yaşama katılmaları konusunda “Vazgeçmeyin, mücadele edin, kazanın” denir ya. İşte tamda bu noktada gerçekte kastedilen mücadele, erkek usulü siyasetin ve rekabetin bir parçası olmak değil, delege savaşları, güç dengeleri, çıkar toplulukları içinde yer almak demek değil, alışıldık siyaset ağlarının içinde aynılaşmak değil, ya da vitrin diğer adıyla temsili olarak yer almayı kabul etmek demek değil.

Elbette vazgeçmek yok. Kadın bakış açısı ile siyasete dahil olmamız gerekiyor. Kadınların siyasette eşit temsilinin gerekliliğini hayata geçirecek olanlar biz kadınlarız. Bu görev biz kadınlara düşüyor. Teknolojinin gelişimi, internet, sosyal medya bize olanaklar sunmuş ise de bunlar bize yetmeyecek zira daha kat edecek çok yolumuz var.
Engelleri ortadan kaldırıp ‘kadın’ olarak, her nerede ve nasıl mücadele etmek gerekiyorsa orada olmak durumundayız.

Toplumsal ve kültürel alışkanlıklar ile mücadele edecek, ekonomik hayatta daha çok var olacağız. Yol yürürken arkadan gelenlere de elimizi uzatacağız.
Toroslar’da doğmuş, köylü, tiyatrocu bir Yörük ve kadın olan Ülmiye Koçak’ın dediği gibi “Bir kadın kendini geliştirsin, dünya değişir”. Cümlesi sloganımız olsun.
Erkeklerin çıkardığı savaşlara karşı durmak için, yoksullukla daha kapsayıcı mücadele için, insan, çevre ve hayvan haklarına adil yaklaşım için, daha eşit ve renkli bir dünya için ‘kadınların’ siyasette yer almaları insanlığın geleceği için kaçınılmaz. Bütün bu değişimi elbette ‘erkek gibi kadınlar’ değil, ‘kadın gibi kadınlar’ gerçekleştirebilir.

Cemile ÖZEKER

 

7
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
BİR KADIN KENDİNİ GELİŞTİRSİN, DÜNYA DEĞİŞİR

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Edirne Gerçek Gazetesi - Edirne'nin Gerçek Sesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin