featured

VAYSAL’DA ISRAR NEDEN?

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Vaysal köyünde, daha önce kalker ocağı kapasite artışına ‘dur’ diyen İdare Mahkemesi, Ekim ayında bölgede aynı firma tarafından tamamı ormanlık alanda ve su kaynağına 400 metre mesafede yapılması planlanan yeni kalker ocağı projesi için verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararını da iptal etti. Köylülerin kazandığı hukuk zaferinin ardından, firma kalker ocağı projesi için ısrarını sürdürüp, aynı yer için yeniden Edirne Valiliği’ne ÇED başvurusu yaptı. Valiliğin, kalker ocağı projesi  için ‘ÇED gerekliği değildir’ kararı vermesi üzerine köylüler, yeni kalker ocağının yapılması planlanan alanda toplanıp, tepki gösterdi.

Projenin Süloğlu Barajı ve üç köyü etkileyeceğini söyleyen Av.Kaçar, “Tüm bunlara ve benzeri mevzuata baktığımızda bu bölgede taş ocağı ve benzeri işletmelere izin ve onay verilemez. Aynı planlarda bu bölgede var olduğu söylenen rezerv bazılarının iştahını kabartsa da canlı yaşam ve tüm doğa önceliklidir. Hiçbir ticari faaliyet ve maden işletmesi yaşam için en gerekli olan tarım ve hayvancılıktan, doğal varlıklardan önce gelemez. Vaysal köyündeki projeleri iki defa mahkeme ve Danıştay kararıyla iptal edilen Kalker ocağı işletmesine hala devlet kurumlarınca ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verilmesi hukuka, akla ve vicdana aykırıdır. Trakya yerleşimlerinin ve ovalarının su deposu olan Balkanların ve Istranca’nın yamaçlarına taş ve maden ocak işletmesi açılması cinayetten farksızdır. Yeni açılmak istenen kalker ocağı faaliyetlerinin çevredeki Ömeroba, Süleymandanışment, Hacıdanışment köylerini ve Süloğlu Barajı’nı olumsuz şekilde etkileyeceği çok açıktır. Patlatmalı kalker ocağı çalışmaları, tozuşma, TIR-kamyon taşıma faaliyetleri Vaysal, Ömeroba, Süleymandanışment ve Hacıdanışment köylerinin su havzasını, tarım ve hayvancılığı, yol ve can güvenliğini de olumsuz olarak etkileyecektir. Kalker ocağının faaliyeti ile ilgili yapılacak bitki örtüsü kaldırılması, yarmaların açılması, parçalama, kırma, patlatma, depolama ve taşıma işlemlerinin yaratacağı ekolojik kırım bölgedeki yaşam döngüsüne vereceği zararlar sonucu bir özel şirket kar elde edecektir.Flora, fauna, endemik türler, doğal varlıklar, tarım alanları, su varlıkları, baraj, gölet, içme suyu kaynakları, hayvancılık, canlı sağlığı, yerleşim alanları ile ilişki bilimsel açılardan incelenmemiş, gerçekçi veriler ve bilgiler toplanmamış ve kümülatif bir etki değerlendirmesi yapılmamıştır. 40 yıldır kirletilen Ergene Nehri’nin kirliliğinin yanı sıra maden ocakları ile Trakya’mızın özel ekolojik yapısı delik deşik edilmektedir. Trakya bölgesi iktidar tarafından kendi getirdiği kurallar dahi çiğnenerek vahşi madencilik, sanayi, enerji, ulaşım ve lojistik havzasına dönüştürülmektedir. Oysa Trakya bölgesinin ana fonksiyonu tarımsal faaliyetler ve hayvancılıktır. Trakya’da halkın yaşamına, doğamıza kasteden her tür projeye karşı çıkmak her şeyden önce insanlık görevidir” dedi.

“BU PROJENİN ONAYLANMASI NESİLLERİMİZ BU BÖLGELERDE FELAKETLERİ YAŞAMASI DEMEKTİR”
Vaysal Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi adına konuşan Naif Özdoğan ise “Süloğlu Göleti’ni besleyen su kaynakları ile derelerinin tamamı bizim bu bölgede bulunmaktadır. 2007 yılında su kaynaklarımızın çıktığı bölgeye çok yakın mesafede faaliyete başlayan taş ocaklarında, dinamit patlatılarak, malzeme çıkarılmaya başlandıktan sonra evlerimizin duvarlarına çatlamalar ile şebeke suyumuzda aşırı kirlenmeler ve çok sık aralıklarla su kesintileri yaşanmaktadır. Şu anda bulunduğumuz bölgeye yeni bir taş ocağı açmak isteyen şirket, köyümüze ve bölgemize hayat veren su kaynaklarımızın tamamına zarar vereceğinden yaşam alanlarımızı yok edecektir. Çünkü bizim bütün su kaynakları tamamı bu bölgede doğa verirken ne kadar cömertse, alırken kat kat o kadar acımasızdır. Doğanın katledilmesi, oksijen kaynağımız olan ormanların ve gelecekte su kaynaklarımızın yok olmasıdır. Kısaca yıllar sonra bölgemizde yaşayacak olan nesillerimizin bu bölgelerde felaketleri yaşaması demektir” şeklinde konuştu.


“MAHKEME KARARLARININ SAĞINDAN, SOLUNDAN, ARKASINDAN DÖNMEYİ BIRAKALIM”

Bölgelerinin hayvancılığın anavatanı olduğunu ve insanların yüzde 70’inin geçim kaynağının hayvancılık olduğunu söyleyen Lalapaşa Ziraat Odası Başkanı Taner Öztürk,  “Eğer kazanılmış bir davanın üzerine tekrar proje değiştirerek, ısrarla taş ocağı, kum ocağı bu meralara, orman arazilerine bunları açarsanız, üretimde olması gereken insanları ayda bir buralara toplarsınız, bir şeye varamazsınız. Burayı şehirden göçmüş insanın kışla yapıp para harcadığı hayvan bakacağı yere taş ocağı açıyorsun. Bu olmaz bu kısır döngüden dönmemiz lazım. Lütfen artık bunları mahkeme kararlarının sağından solundan, arkasından dönmeyi bırakalım” dedi. Makbule TUNÇ

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
VAYSAL’DA ISRAR NEDEN?

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Edirne Gerçek Gazetesi - Edirne'nin Gerçek Sesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin