featured

KESK, Edirne’den Ankara’ya Yürüyor

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 2 Ağustos’ta başlayan yaklaşık 4,2 milyon kamu emekçisi, 2,2 milyon emeklisinin aylıklarına 2022 ve 2023’te yapılacak zam oranlarının belirleneceği 6. Dönem Toplu İş Sözleşme (TİS) görüşmelerinde yapılan zam teklifinin revize edilmesi için Edirne ve Batman’dan Ankara’ya doğru yola çıktı.KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, 3,5 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emeklisini kapsayan zam teklifine tepki göstererek, “Çalışma Bakanı tarafından yapılan telifle aileleriyle birlikte 20 milyonluk devasa bir kitleyle açıkça dalga geçilmiştir” dedi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), “İnsanca bir yaşam, demokratik, grevli toplu sözleşme için mücadeleyi büyütüyoruz” şiarıyla üç gün sürecek Ankara yürüyüşünü Edirne’den başlatan KESK Merkez Yürütme Denetim Kurulu üyelerinin katılımıyla yürüyüş öncesi Saraçlar Caddesi PTT önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Ankara yürüyüşünün birinci kolu Saraçlar Caddesi’nden başlatıldı. Yürüyüş startı verilmeden önce KESK Eşgenel Başkanı Mehmet Bozgeyik şunları söyledi:
“Siyasi iktidarın teklifi sanal resmi enflasyon rakamlarının bile altında kaldı. Son bir yıllık genel enflasyonun yüzde 19, emekçi kesimler için en önemli kalemler olan gıda ve ulaştırma enflasyonun yüzde 25 olduğu koşullarda 5,5 milyon kamu emekçisine ve emeklisine 2020 yılı için altışar aylık dilimler halinde %5 +%6, 2023 yılı için ise %6 +%6 artış önerildi.
Büyük bir lütufmuş gibi,  altışar aylık dönemlerde enflasyon farkının oluşması durumunda söz konusu farkın maaşlara yansıtılacağı ifade edildi.
Buradan tekrar altını çiziyoruz.  Yaşadığımız kayıpları görmeyen, sadece hedeflenen resmi enflasyon rakamlarına indirgenen bu teklifin adı Toplu Sözleşme Teklifi değildir. Açlık sınırının 3 bin, yoksulluk sınırının 9 bin 500 TL’yi bulduğu, yaşanan gerçek hayat pahalılığının %40’ı aştığı koşullarda aileleri ile birlikte 20 milyonluk devasa bir kitleye yapılan bu teklifin adı Sefalet, Yoksulluk, Güvencesizlik Teklifidir. Dolayısıyla hiç kimsenin bu teklife değer yükleme çabasına girmeye, maaş artışlarının üzerine bir, iki puan ilave edilirse çözülür yaklaşımı sergilemeye, kamu emekçilerinden gizli kapalı kapılar ardında pazarlıklar yürütmeye, kamu emekçilerinin temel hiçbir sorununu çözmeyen teklifleri kabul etmeye hakkı yoktur.
Biz KESK olarak her zaman olduğu gibi bugün de kamu emekçilerinin, emeklilerin ortak hak ve çıkarlarını savunmak için üzerimize düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmeye çalışıyoruz. Tüm kamu emekçilerini ve emeklilerini kendilerini yok sayan teklife karşı göreve çağırmak,  yeni bir satış sözleşmesine izin vermemek için ülkenin iki ucundan Ankara’ya başlattığımız yürüyüşümüz bu sorumluluğun bir gereğidir. Edirne ve Batman’dan Ankara’ya düzenlediğimiz, üç günlük yürüyüşte sadece 5,5 milyon kamu emekçisinin ve emeklinin değil,  emeği ile geçim mücadelesi veren tüm kesimlerin, pandemi ile sefalete itilen milyonların da sesi olacağız.
Çünkü KESK olarak en başından beri bizi diğer konfederasyonlarından ayıran çok temel bir özelliğimiz var. Biz hiçbir zaman kendine Müslüman, hep bana hep bana diyen bir konfederasyon olmadık.  Biz işçisinden,  kamu emekçisine,  emeklisinden asgari ücretlisine, küçük esnafından çiftçisine kadar emeği ile yaşam mücadelesi verenleri bir bütün olarak görüyoruz. Onların sorunlarını kendi sorunlarımız, taleplerini kendi taleplerimiz olarak görüyoruz.
Dolayısıyla toplu sözleşme teklifimizi, taleplerimizi de emeğin, ezilenlerin birliği temel noktasından çıkarak hazırladık. Pandemi sürecinde daha fazla derinleşen kriz sonucunda gıda, barınma, su, ısınma gibi en temel giderlerini karşılamakta zorlanan tüm yurttaşlara Temel Gelir Güvencesi verilmesini istiyoruz.
“İNSANCA YAŞAMAYA YETECEK ÜCRET İSTİYORUZ”
Her felaketten sonra vatandaşlarına IBAN veren değil, zor durumdaki vatandaşlarına yardım için IBAN isteyen bir ülkede yaşamak istiyoruz. Asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını istiyoruz. Halktan Yana Bir Kamu Hizmeti istiyoruz.  Dar gelirli milyonlarca vatandaşımızın sağlık ve eğitim başta olmak üzere tüm kamu hizmetlerine parasız ulaşmasının sağlanmasını istiyoruz. Ülkenin kanayan yarası haline gelen kadın cinayetlerinin, çocuk istismarının önüne geçilmesini istiyoruz. Bunun için İstanbul Sözleşmesi’nin tek taraflı fesih kararından vazgeçilmesini,190 sayılı ILO Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin onaylanmasını istiyoruz.  İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz. Hiç bir kamu emekçisi hanesi yoksulluk sınırı altında kalmasın diyoruz. Vergide adalet istiyoruz. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasını istiyoruz. Otomotiv sektöründe bile ÖTV indirimi yapılırken bordoluların maaşlarından-ücretlerinden peşin peşin kesilen gelir vergisinin her yıl daha fazla artırılmasına artık yeter diyoruz.  Maaşımızın cebimize girmeden buharlaşmasına neden olan Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmesini istiyoruz.
Boş vaatlerden, defalarca verilen sözlerin yıllarca ertelenmesinden bıktık. Güvenceli İstihdam, Güvenli Gelecek istiyoruz.  Hiç kimsenin ayrımcılığa uğramadığı, kariyer ve liyakatin esas alındığı, sendikal hak ve özgürlüklerimizin önündeki engellerin kaldırıldığı demokratik, adil bir çalışma yaşamı istiyoruz. Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle, evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu, Grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sistemi istiyoruz.
Sözlerimizi kamu emekçilerine seslenerek tamamlamak istiyoruz. Sevgili kamu emekçileri, sevgili emekliler çok kritik bir süreçten geçiyoruz. Kim kendini nasıl nitelerse nitelesin her süreçte olduğu gibi bu süreçte de asıl yetki sizlerdedir. Bugüne kadar sizin adınıza ‘yetkili’ olarak masaya oturanların yaptığı yanlışların, eksiklerin faturasını maaşlarınızda her yıl daha fazla erime, daha fazla yoksullaşma, daha fazla güvencesizleşme ile ödediniz. Ödemeye de devam ediyorsunuz. Artık yeter demenin vakti çoktan gelmiştir. Bilin ki bu dönem diğer konfederasyonların özellikle maaş artışı tekliflerinde KESK’in teklifine yakın rakamlar sunar pozisyona gelmesi sizin tabandan yarattığınız baskının eseridir.
“OMUZ OMUZA VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ”
Ancak bu yeterli değildir. Aslolan, ekonomik, sosyal, özlük haklarımızda yaşadığımız kayıpların doruk noktasına çıktığı bu kritik dönemde taleplerimiz için birlikte mücadelenin yine tabandan büyütülmesidir. Daha önceki dönemlerde olduğu gibi bu dönem toplu sözleşme sürecinin de hayal kırıklığı ile bitmemesi hangi sendikanın üyesi olursanız olun sizlerin taleplerinize sahip çıkmanıza bağlıdır.
Bu karanlık tablodan tek çıkış yolu yetkinin asıl sahiplerinin kamu emekçilerinin ve emeklilerinin ortak sorunları için bir araya gelmesinden, hak verilmez mücadele ile alınır ilkesi ile ortak mücadeleyi yükseltmesinden geçmektedir.
Bunun için ayrım yapmaksızın hepinizi insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli istihdam- güvenli gelecek, demokratik- adil bir çalışma yaşamı, halktan yana bir kamu hizmeti, grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırıldığı gerçek bir toplu pazarlık sistemi için birlikte mücadele etmeye, omuz omuza vermeye çağırıyoruz.”Kaynak: Edirne Gerçek Gazetesi

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
KESK, Edirne’den Ankara’ya Yürüyor

Yorumlar kapalı.

Giriş Yap

Edirne Gerçek Gazetesi - Edirne'nin Gerçek Sesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin